İlkokula başladığımızda okuma yazma bilmediğimiz için evlerde velilerimizin doldurması için anketler verirlerdi. Annem yada babam karşısına alırdı ve sormaya başlardı bana büyüyünce ne olmak istiyorsun? diye. Meslekleri çok iyi bilmememe rağmen yine de olabilirim düşüncesiyle cevap verirdim. İlk cevabım polis olacağım demek olmuştu. İzlediğim dizinin etkisinde kalmıştım ve çok iyi bir polis olacağıma inanmıştım. İkinci seçeneğim ise avukat olmaktı. Adaleti iyi bir şekilde sağlayabilme inancı bürümüştü içimi. En son cevabım ise öğretmenimi çok sevdiğim için onun gibi öğretmen olmayı istemiştim.
Tabi ki istediğim sonuçlara engel olan durumlar oldu. Oturduğumuz mahallenin okula ulaşımı açısından zorlayacağı kesindi ve benim küçük yaşta hayallerime veda etmeme en büyük sebep oldu. Liseyi mahalleden yeni açılan bir okulda okumaya devam ettim. Okulun en yüksek bölümüne en yüksek puanlarla girdim. İstemedim bölümümü hiç sevmedim. Üniversite bile okumayı istemedim, ailem eğitim almam konusunda ısrar etti ve zorunlu bir şekilde okumam için ısrar etti. Üniversite de bitti. Ama hala aklımda polislik, her geçen gün ulaşamadığımdan mıdır bilmiyorum daha çok sevdim. İstemediğim bölümde okudum, çalışmaya başladım ve başaracağıma inandım.
Evet polis olmak hayalimdi ama eğitim sistemi, aranan şartların bende bulunmaması vb. canımı çok yaktı ve üzdü. Anlamadığım şey neden insanlar istediği bölümlerde uzmanlaşamıyor. Herkes istediği bölümü okuyor olsa daha çok yol kat etmez mi ülkemiz? Şunu biliyorum artık, evet polis olamadım, avukatta olamadım ama kendi mesleğimde ilerlemem gerek. Çünkü “Vatanını en çok seven görevini en iyi yapandır.”düşüncesine sahibim. Bu bilinçle herkes mesleğine odaklanırsa başarı kaçınılmaz duruma gelecektir.