Semtler… Unutulmaya yüz tuttu semt kültürü,
Ve Zeytinburnu… İstanbul’un anlı şanlısı,
Semtler bir bir başkalaştı göçlerden ötürü,
İnatla yaşar Zeytinburnu delikanlısı.
Analar enfes yemekler hazırlar mutfakta,
Çocuklar pek neşeli, oyun oynar sokakta,
Gençler kahvede kare kurar eşli batakta,
Zamanı deler Zeytinburnu delikanlısı.
Mahalle insanları birbiriyle ilgili,
Zehir gibi okuyan… Hem zeki hem bilgili,
Çapkını başa bela, her gün başka sevgili.
Sevdayı arar Zeytinburnu delikanlısı.
Kimi halim, kimi hırçın; herkes farklı kulvar,
Kiminin sırtında cübbe, bacağında şalvar,
Renk cümbüşü olur akşam, 58 Bulvar,
Caddeye iner Zeytinburnu delikanlısı.
Garibin alnında ter, cebinde kuruşu var.
Zenginin hali başka, asil bir duruşu var.
Bacılarımızın iffetli oturuşu var.
Gururlu bakar Zeytinburnu delikanlısı.
Çift renk tek beden olmuş, adı Lacivert-Beyaz!
Liselerde tek ses: Maça kaçıyoruz, yok yaz!
Dillerde tezahürat, gönüllerdeyse niyaz.
Stada koşar Zeytinburnu delikanlısı.
Dalgalar vururken inlemekte her bir kaya,
Sahilde efkarlanıyorum, bakarken aya,
Merkezefendi bu semtte el açmış Mevlaya,
Efkarla yanar Zeytinburnu delikanlısı.
Bu semtte yaşamış onca veli-yi azam,
Mahlukata himmet ile verdiler intizam,
Yüzün, gözün, duan hürmetine Seyyidnizam;
Kabrine uğrar Zeytinburnu delikanlısı.
İstanbul fethedilirken yaşanan o heves,
Allahû ekber nidaları, gaipten gelen o ses,
Kazlıçeşme… Yurd-u şüheda, semt-i mukaddes…
Rahmetle anar Zeytinburnu delikanlısı.
İşte ben böyle bir semtte gözlerimi açtım.
Şeytanın şerrinden kendi dünyama kaçtım.
Şair Reşidî mahlasıyla ışıklar saçtım.
Şiirler yazar Zeytinburnu delikanlısı.
Harun Aksu (Anonim)